Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 0 | 0 | |
EURO | 0 | 0 | |
ŞEYH MUHAMMED DUDERİ'NİN 1937 YILI AYDIN İLİ SÜRGÜN KARARI
Sürgün: Sözcük anlamı ceza olarak belli bir yerin dışında devletin belirlediği yerde zorunlu ikamet ettirme, oturtma, tutulma işi, kişi, kişiler ve aileler.
Örneğin Şeyh Muhammed Duderi, Nakşibendi tarikatı tekkesi şeyhi ve Diyarbakır Kulp İlçesi Müftüsü 1937 yılında ailesi çocukları, torunları ile birlikte Aydın iline sürgün edildi.
Sürgün: Soyut bir sözcük ama sürgüne uğrayan, sürgün suçu isnat edilen kişinin yöresindeki etkinliğini, ilmi kariyeri, sıfatı, ünvanı yöre halkına yaptığı eğitim, kültür ve ekonomik katkılar göz önünde bulundurulursa bu ailesi için travmadır, haksızlıktır ve işkencedir.
Şeyh Muhammed Duderi Kulp Müftüsü Nakşibendi tarikatı tekkesi, Medrese Şeyhi Muş ilinin Andok dağında bulunan üçyüz yıldır yöre halkının yer yıl 15 Temmuz gününde anılan festival niteliğinde ziyaret edilen Şeyh Muhammed’in Andok ‘a gitmek istemesini devlet Aydın iline sürgün nedeni olarak görmüştür.
1952 yılında Şeyh Muhammed’in oğlu Şeyh Celadettin bu festivale katılmak için Diyarbakır’da hazırlanırken Yaşar KEMAL’ de gelmek ister, birlikte Andok’a giderler.Henüz Edabiyat alanında tanınmayan rahmetli ulu çınar BU DiYAR BAŞTAN BAŞA adlı edebi eserinde Andok kutlamaları festivaline geniş yer verir.
Şeyh Muhammed Kulp Müftüsü iken Aydın iline ailesi ile birlikte sürgün edilme nedeni Andok festivaline katılışı T.C hükümeti sürgün nedeni olarak göstermiştir.
Şeyh Muhammed Duderi Kürt geleneklerine, örf ve adetlerini, kültürüne, Kürtçenin eğitim dili olmasına büyük önem göstermiş duyarlı bir kürt alimidir. Medresesinde Arapça, Farsça, Kürtçe dillerinde eğitim vermiş, kürtçe dersi için medresesinde NUBAHAR kitabını okutmuş, Kürt yazarlarının MEM-U ZİN eserini mederese fakıları ezbere okumuş, Kürt Şair ve Ediplerini müfredata almıştır.
Şeyh Muhammed, Andok festivaline katıldığı için sürgün edilmiştir ama bu festival anma kutlamaları 2021 yılında da halen kutlanıyor. 1937 yılında sürgün nedeni kabul edilen bu festival 1952 yılında Şeyh Celaleddin ile birlikte katılan Yazar Yaşar KEMAL burada gördüklerini yazdı. 'Bu Diyar Baştan Başa' eseriyle tanındı. 'Uluçınar' unvanı almasına neden oldu.
Şeyh Muhammed Duderi ve Kulp Müftüsü ismi yöre halkı tarafından beş altı nesildir halen saygı, sevgi ve hasretle anılıyor. Onu sürgün eden zihniyet, anlayış unutuldu gitti.
Kürdistan’da Doğu ve Güneydoğu sorunu 1925 raporları buna bağlı olarak 1934 Sürgün Yasası ve 1937 Sürgün Asimilasyon Yasalarıdır.
1925’te Abdulhalik RENDA Dahiliye (İçişleri Bakanı) Cemil UBAYDIN, Mahmut Esat BOZKURT, Kazım ORBAY’ın hazırladığı Doğu ve Güneydoğu'da Kürt sorunu raporları birleştirildi. Bakanlar Kurulunda Şark Islahat (Kürt sorunu) planı olarak kabul edildi.
Bu şark Islahat (Kürt Sorunu) Kanunun amacı ;
1- Doğunun (Kürdistan’ın) demogratif sosyal yapısı değiştirilercek
2- Kürt Nufuslu aileleri Bey, Şeyh, Ağa, Melle, Okumuş aydın kişiler batıya sürgün edilecek.
3- Kürtçe yasaklanacak.
4- Çocuklar Kürt ailelerden alınarak yatılı okullara verilecek.
5- Bölgeye tam yetkili Umumi Müfettişler gönderilecek.
6- Kürtlerin elindeki tüm silah ve kesici aletler alınacak.
Bu yasalara ek olarak 1934-13-937 yıllarında geniş kapsamlı Şark Islahat Kanunları çıkarılır.
Şark Islahat raporlarında Umum müfettişi Abidin ÖZMEN daha da ileri giderek insanlık dışı zihniyete sahip Adolf Hitler gibi düşünerek;
1-Kürtler giderek artmaktadır bu büyük endişedir.
2- Türk erkekler Kürt kızlarıyla evlendirilmeli.
3- Osmanlı Devletini Devşirme Yasası çıkarılmalı Çocuklar Kürt ailelerden alınarak özel yetiştirilmeli asimile edilmelidir.
4- Kürt Sorunun tek çözümü asimilasyondur. Bu rapor ve kanunlar yetmiyor, sürgün senaryoları hazırlanıyor.
Kürdistan’dan bir Şeyh, Bey, Ağa sürgün edilirse şuçu rakip feodallere yükleyin, birbirleriyle düşman olsun ve savaşsınlar. (Kürdü Kürde kırdırma politikası)
Şeyh Muhammed’in sürgünü yıllarca yörede yanlış anlatıldı. Malla Ömer’i Mıhe güya Şeyh Muhammed’i şikayet etmiş yazdıkları ihbar mektubunu yolda düşürmüşler. Bu mektup ifşa olunca bu aşiret mensupları bu nedenle ihbarcı sayılmıştır. Bu yanlış, amaçlı senaryoya halen inananlar var.
Size dedem Şeyh Muhammed Duderi’nin devlet arşivinden sürgün nedeninin belgesinin aslını sunuyorum. Çift Aylı Devlet Gizli belgesi ektedir.
Şeyh Muhammed Duderi , Nakşibendi Tekyası Medresesi Şeyhi ve Diyarbakır ili Kulp ilçesi resmi Müftüsünün T.C Devleti ve Hükümetinin sürgün kararı orijinal belgesini aşağıda yazıyorum.
Başvekalet
Karalarlar Dairesi Müdürlüğü
Karar Sayısı:2/2579
Diyarbakır ilinin Kulp Kazası Müftüsü olup, ayin yapmak üzere halkı Muş’un Andok Dağına davet eden Nakşibendi Şeyhi ölü Ömer oğlu Mehmet Emin’in Kanuna aykırı olarak vuku bulan ve önlenen, irtica kararına hareketinden sonra eski yerinde kalması mahsurlu görüldüğünden; ilişik listede yazılı aile efradı ile birlikte AYDIN İline nakli ve orada iskanları DAHİLİYE VEKİLLİĞİ’in 15/10/1937 Tarih ve 5418 sayılı teklifi üzerine 2848 sayılı Kanunun 8. Maddesinin 2. Bendinin C Fıkrası hükmüne tevfikan icra vekilleri heyetince 2/11 1397 tarihinde onanmıştır.
Belgenin Aslı
Reisi Cumhur Kemal ATATÜRK
İmza
Duderya köyü Nakşibendi Tekyası Şeyhi ve Kulp ilçesi müftüsü Şeyh Muhammed Duderi Cuma akşamları Tekkededir, mesai günleri ise müftülük görevindedir.
Kalabalık bir askeri birlik duderya köyüne gelir .Birlik Komutanı Şeyh Muhammed’le özel görüşmek ister. Komutanın isteği üzerine, Şeyh Muhammed’le görüşme sağlanır. Birlik komutanı Şeyh Muhammed Duderi’ ye T.C Bakanlar Kurulu Kararını tebliğ etmekle görevli olduğunu bildirir. Yazının başında aslını yayınladığım 02/11/1937 tarih 7579 sayılı T.C Devleti Başvekalet Bakanlar Dairesi Müdürlüğünün Dahiliye Bakanlığının 15/10/1937 tarih ve 3418 sayılı teklifi üzerine 2848 sayılı kanunun 8. Maddesinin 2. Bendi Ç Fıkrası hükmüne tevfikan icra vekilleri Bakanlar kurulu heyetince 8/11/1937 tarihinde onaylanmıştır. Tüm metnin orijinali yayınlandı.
Duderya’ ya gelen Müfreze Komutanı Şeyh Muhammedi Duderi’ye sürgün gerekçesini tebliğ eder. Kendisine verilen emri tebliğ ettiğini bunların yapılmasını ister.
Kendisine verilen emre göre 'Yirmidört saat süreniz var' der. 'Sen, eşin, çocukların ve torunların ile birlikte Aydın iline sürgün edildiniz, bunların dışında hiç kimse size eşlik edemeyecek 24 saatlik süre içinde at ve katırlarla taşınabilecek özel eşyalarınızla birlikte hazır olmanız gerekir. At ve katırlar ile taşınabilecek eşyalar ile Hazro ilçesine gidilecek oradan kamyonlarla Diyarbakır’a gidilecek!' emrini verir. Sürgün edilecek aile bireylerine bilgi verilmesini ve hazırlanmasını emrini verir.
Şeyh Muhammed Duderi hakkında daha önceki yıllarda soruşturma yapılmıştı. Oğlu Şeyh Celaleddin ile birlikte Diyarbakır’da sorgulanmış ardından Ankara’ya gitmiş gerekli yargılamalar yapılmış herhangi bir suç unsuru bulunamamıştı. Tekrar Duderya Tekyasının başına dönmüş, Kulp müftülük görevine devam etmişti. Bu nedenle sürgün edilebileceğini beklemiyordu.
Şeyh Muhammed sürgün tebliğini alır almaz hiç beklemeden çocukları Şeyh Celaleddin, Şeyh Nurettin, Şeyh Bahaddin, Şeyh Ubeydullah ve Şeyh Fehmi’yi odasına çağırır sürgün kararını sakin, soğukkanlı bir şekilde onlara duyurur. Hazırlık vaktinin 24 saat olduğunu eve gidip hazırlanmalarını temkinli olmalarını nasihat eder, soğukkanlı olmalarını ister. Bu arada Şeyh Muhammed'in sürgün haberi süratle bölgedeki aşiret liderleri ve müritlerine ulaştırılır. Haberi alanlar Duderya köyüne doğru yola çıkar, köyün etrafı gittikçe kalabalıklaşır. Sürün yol güzergahlarında tahkibatlar yapılır. Aşiret reisleri, mürid temsilcileri Şeyhin çocukları ile diyalog içindedir. Şeyh Muhammed’in vereceği kararı sabırsızlıkla beklemektedirler. Şeyh Muhammed sürgüne gitmek istemiyorum derse ona göre tavır alacaklar ne pahasına olursa olsun Şeyhlerini korumak için direnecekler, sürgün edilmesini önlemeye çalışacaklardı. Tansiyon gittikçe artıyordu fevri hareketler olabilirdi, bu arada Kulp’tan Hafız Efendi Maliye'de görevli Şeyhin damadı(Hacere ile evli ) ve bir grup bürokrat ile köye gelir ilgililerle görüşür, ortamı yatıştırmaya çalışır. Bu ortamı kontrol etmek için Şeyh Muhammed çocuklarını derhal çağırır onlara kesin kararını bildirir.
" Devlet haklı veya haksız ben ve ailemi sürgün kararı almış. Ben buna uyacağım, aksi halde benim ve ailem için binlerce müridimin mağdur olmasını kabul edemem " der. Buna uyulmasını emreder.
Babalarının kesin tavır ve kararını Şeyh’in büyük oğlu Şeyh Celaleddin ilgililere bildirir. Bu konuda gerekli açıklamaları ve nedenlerini anlatır. Bir grup aşiret reisi Melle, Sofi, ileri gelen kişi ve seydalarla görüşmek vedalaşmak istediklerini söyler.
Şeyh Muhammed bu toplantıda önemli açıklamalar yapar. " Devlet karar almış beni, ailemi, çocuklarımı ve torunlarımı sürgün edecek. Çok zorluk ve emekleriniz ve çabalarınızla kurduğumuz bu ilim ve irfan dergahı ben olmasam da sizlerin çabalarıyla devam edecek. Haklımızın yanında olacak, Duderya Şeyh Muhammed Nakşibendi Tarikatı Tekyası kapısı daima açık olacaktır. Halkın eğitimine, islami bilgilere ulaşmaya devam edecektir. Bu ilim irfan yuvası yönetim ve hizmeti için aranızda görev bölümü yapın fakılar, Sofiler hizmet erbabı aynı kalacak. Melleler, seydalar bu için üstesinden gelecek. İnşallah bir gün gelir yine kavuşuruz, ben hayatta olsam da çocuklarım ilim erbabıdır. Yerime devam ederler" der ve hepsi ile vedalaşır.
Aşiret reisleri ve bazı müritler, melleler, seydalar Şeyhle gelmeyi ister ve bu da kabul edilir. Sürgüne aile dışında iki kişiye kendileriyle gelmeleri için izin ister. Bu iki gençten biri Duderya medresesinde faki (öğrenci) Hüsnü ÇELİK’ti. Kulp merkez camisi imamı Ali ÇELİK’in babası Hacı Hüsnü’dür. Diğeri ise Şirnas Beylerinden Enver ÖZTÜRK’ tür. Yalçın ÖZTÜRK’ün babasıdır. Bu iki kişi Aydın’a Şeyh Muhammed ile birlikte gitmesine izin verilmiştir.
Araç yolu olmadığından Hazro ilçesine kadar at ve katır sırtında gidilir. Duderya’dan büyük bir kalabalıkla ağıtlarla ve gözyaşlarıyla Şeyh Muhammed ailesinin sürgün yolculuğu başlar. Duderya Hazro yolculuğu boyunca büyük kalabalıklar yol guzergahlarında toplanır. Şeyh’e sevgi ve saygısını gösterirler. Şeyh Muhammed ailesi sürgün kafilesi akşam saatlerinde Hazro ilçesine varır. Hazro ilçesinin saygın beyleri ve Hazro halkı Şeyhle birlikte gelen halkı misafir eder büyük bir saygı ile karşılarlar. Sabah Şeyh Muhammed ve ailesi Hazro’dan kamyon ve vasıtalara bindirilerek Diyarbakır’a gönderilirler. Diyarbakır’da bir gece konaklarlar. Sabah yük vagonlarına bindirilirler. Sürgün ili olan Aydın’a yolculuk başlar. Görmedikleri, bilmedikleri, hayal bile edemedikleri Rum ellerine gidiyorlardı.
Bu bir haksızlıktı, zulümdü, işkenceydi, hukuksuzluktu bu masum insanların sürgünüydü…
( Şeyh Muhammed’in Aydın’daki sürgün yılları daha sonra yazılacaktır.)
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Ömer TURGUT
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Tıp Fakültesi Öğrencisi Zana ERDOĞAN
|
|
Uzm. Dr. Funda KEÇELİ
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Uzm. Dr. Funda KEÇELİ
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Mehmet YÜCE
|
|
Eğitimci Nejdet ÖZGÜLER
|
|
Eğitimci Nejdet ÖZGÜLER
|
|
Yüksek Hemşire Nurten EREN GEBOLOĞLU
|
|
Araştırmacı Yazar Mazhar KARA
|
|
Araştırmacı Yazar Mazhar KARA
|
|
Sosyal Hizmet Uzmanı Fatoş EREN SATICI
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Av. Leyla Naz EREN
|
|
Ramazan KAYA
|
|
İnşaat Mühendisi Eyüp COŞKUN
|
|
Araştırmacı Ömer TURGUT
|
|
Abdulhalık Seyda
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Endüstri Mühendisi Roza EREN
|
|
SSK Uzmanı Aytekin ÖZTÜRK
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
|
|
Yüksek Hemşire Nurten EREN GEBOLOĞLU
|
|