• slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
Duyurular
Diyarbakır Hava Durumu
Anket
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD 0   0
EURO 0   0
       
Özlü Sözler
Bir insana yapılacak en büyük kötülük, ona umut verip sonra hiçbir şey olmamış gibi gitmektir. Friends
Sponsorlarımız
DÜRRE HANIM (XATÛNA DÎYA DURRÊ)

DÜRRE HANIM (XATÛNA DÎYA DURRÊ)

  Dürre, Diyarbakır ili Silvan ilçesi Veysika köyünden yörede tanınmış saygın nüfuzlu bir ailenin kızıdır. Mele Muhammed uzun süren medrese eğitimini tamamlamıştır. Medrese arkadaşını ziyaret etmek için Veysika köyüne gider. Arkadaşı evlidir. Evlilikten söz açılınca “Muhammed gel seni de evlendirelim. Bu köyde sana layık bir kız var! Sen karar ver yeter”. Uygun bir ortamda Dürre’yi kız arkadaşlarıyla giderken gösterir. Mele Muhammed bu grup içinde kendisine gösterilen kızı görür ve beğenir. Duderya’ya gelir ailesine durumu anlatır. Kızı istemek için “xwezgînî”(kız isteme ekibi) Veysika’ya gider. Ailesinden Dürre’yi ister bu istek kabul edilir. Şeyh Ömer ailesi nişan ve düğün hazırlıklarını süratle başlatır. Duderya’da 3 gün süren kalabalık saygın davetlilerin katılımıyla düğün yapılır. Dürre artık Ömerê Duderî’nin gelini Mele Muhammed’in eşidir.

 

  Dürre kısa sürede Duderya ailesine bilgi ve becerisi, mahareti, kültürüyle kendini kabul ettirir, sevgi ve saygı görür. Bu yetenekleri ile ileride Mele Muhammed’in başarılarına katkıda bulunur.

  Dürre ilk çocuğu olan Rukyate’yi dünyaya getirir. Bu arada Mele Muhammed Bitlis’te bulunan Nakşibendi şeyhi Muhammed Kufrevi’den şeyhlik icazetini alır. Buna el alma denir. Kendisine verilen şeyhlik emareleri ve ilgili belgelerle Duderya’ya gelir. Şeyh Muhammed Duderi diye anıldığı yörede etkinliği artar. Bu nedenle: daha geniş bir binaya ihtiyaç duyulur. Yörenin en iyi ustaları davet edilir. Şeyh Muhammed Tekkiyası diye anılan görkemli bir bina inşa edilir. Beyaz mermerli, kemerli, kapı pencereli, eyvanlı bina haremlik selamlık diye ikiye ayrılır. Aliyê Jina (kadınlar bölümü), kiler, mutfak bölümünün yönetimi Diya Dürre’dedir (Dürre Anne).

 

  Aliyê Mêra (selamlık) zikirhane, hücre (medrese) bölümlerini ise Şeyh Muhammed yönetir. Dürre şeyh hanımı olması nedeniyle yörede Diya Dürre (Dürre Ana), Xatûna Dürre (Dürre Hatun) ünvanlarıyla anılır.

Şeyh Muhammed Duderi’nin yörede geniş ve etkin nüfuzu ve saygınlığı vardır. Bu nedenle çok sayıda misafir ağırlar. Xatûna Dürre bu gelen misafirlerin yemek ve ikramlarından sorumludur. Yönetimine verilen geniş bir kiler, gıda deposu, ihtiyaca yetecek mutfağı vardır. Bu işlerin yapılması için “Qewraş” denilen yardımcıları, aşçıları, hizmet elemanları mevcuttur. Başyardımcıları Ayşa (Ayşe), Keso (Mehmet Ali Çelik’in eşi, Baki Çelik’in annesi), Emo(emiş) Velo (Veli’nin eşi, Mehmethan Kızıl’ın annesi) Hüsna gibi kilerin ambarın anahtarları bu yardımcılarındadır. Gelen misafirlerin saygın niteliğine göre erzak çıkarılır. İlgili aşçılar tarafından pişirilerek servis edilir. Buna Karvane denir. Karvane’deki menü yemek içecek neyse o servis edilir. Bu yemek servisine tüm aile bireyleri yardımcı elemanlar, şeyhin koruması da olan akrabalar da dahildir.

 

  Erkek yardımcı elemanlara Xulam denir. Bunların da görevleri ortakların ürettiği tarımsal ürünleri, gıdaları kilere getirmek, depolamak ve bu işlere yardım etmektir. Yukarıda belirtilen yoğun işlerin üstesinden gelen Xatûna Dürre’dir. Şeyh Muhammed Kulp müftüsü olması nedeniyle hafta içi Kulp’tadır. Böylece Xatûna Dürre bunu da telafi etmektedir.

  Xatûna Dürre şeyhin köyde olmadığı günlerde hem 5 oğlu, gelinleri, torunlarının sorunlarıyla ilgileniyor hem de tekkenin çalışanları ve misafirlerinin ağırlanmasını üstleniyordu. Her başarı erkeğin ardında becerikli bir kadın vardır sözü Xatûna Dürre’ye tıpatıp uyuyor.

  Onun Şeyh Muhammed Duderi’nin yörede çok takdir edilen unutulmaz etkinliklerinin icraatlarında payı vardır. Bu kadar karmaşık işlerin üstesinden gelmeyi başarmış bir kişiliktir. Xatûna Dürre bu yoğun işlerini başarıyla, zevkle yaparken kendisine bakmayı, giyinmeyi, makyajını da yapmayı ihmal etmemiştir. Kürt kadın kıyafet, giyisi ve aksesuarlarının da örnek temsilcisidir. Zamanın en kaliteli ipek kadife kumaşlarından entari giyer, belinde “Lahor” denilen ipek desenli kuşak bulunur. Başında Kürt kadınlarının en önemli aksesuarı olan “Kim – Kofi” denilen başlık vardır.  Bu Kofi’nin etrafı ipekten renkli Temeziler(fular) büyük bir ustalıkla örülerek sarı, yeşil, kırmızı bir renk kompozisyonu oluştururdu. Kofi’nin sağ ve sol yanaklarına sarkıtılmış üçgen, üzeri çeyrek altınlarla süslenmiş “Cenik” denilen bölümü vardır.

 

  Ayağında Duderyalı Filitê Goşkar’ın (Daha sonra Filit Çelik, Kulp’ta manifaturası, İlhan Çelik’in babası) tezgahında yapılmış gri yemenisi bulunurdu. Xatûna Dürre saçlarına kına yakardı, gözlerine kıl denilen sürme çeker kirpiklerini siyahlaştırırdı. Enfiye kutusunu hep yanında taşır, yüzü hep tebessümlüdür. Dürre Hatun bakımlı örnek giyimli kültürlü bir Kürt kadınıdır. Duderya köyünden bir yere gittiğinde Hizar denilen (İpek çarşaf) çarşaf giyer, peçesini takar, özel kısrağına biner ziyaretlere giderdi. Xatûna Dürre’nin 9 çocuğu olur.

 

1) Rukiyate (1893) Abdulhalik ardından Hasan Ağa ile evlendi.

2) Celalettin (1903) Sakine’yle evlendi.

3) Abdulhalik (1906) 6 aylık evliyken vefat etti.

4) Latife (1900) Kadir Ağa’yla evli.

5) Pirozhan (1904) Niyazi Ağa’yla evli.

6) Nurettin (1912) İlk eşi Medine ikinci eşi Medya

7) Bahaettin (1915) Hediya ile evli.

8) Ubeydullah (1917) Perişan ile evli.

9) Mehmet Fehmi (1919) Zühre ile evli.

 

Xatûna Dürre tüm çocuklarını evlendirdi. Kızlar yörenin en saygın feodal ağalarıyla evlendirildi. Hepsi huzurlu ve mutlu oldu. Aile ile ilişkileri bağlantıları hiç kopmadı. Erkek çocuklarına da özenerek tercih edilen önemli ailelerden seçti. Erkek çocuklar özenle yapılan Şeyh Muhammed Duderi Nakşibendi tarikatı külliyesi dışında yapılan ek evlerde ikamet etmeleri sağlandı. Böylece Şeyh Muhammed Duderi, Xatûna Dürre erkek çocukları, gelinleri, torunlarıyla birarada yaşamaya bu mutluluk ve huzuru paylaşmaya devam etti.

 

Yaz aylarında Duderya’dan ayrılıp Dimiliya Goma köyündeki Hasandin yaylasındaki serin huzurlu ortamda ailece dinleniyorlardı. Çocuklar, torunlar, gelinler Duderya tekkesinde çalışan hizmetliler, köylüler, damatlar, yeğenler, müritlerden oluşan bu yaşam tarzı mutluluk ve huzur içinde akıp gidiyordu.

Yöre halkı Kulp müftüsü Şeyh Muhammed Duderi’nin bölge coğrafyasına getirdiği eğitim ve kültür hizmetleri ve barışın tesis edilmesinden büyük bir mutluluk duyuyordu. Tüm çalışmalara ve etkinliklere destek veriyordu. Bu huzurlu ortamı 1917 sürgün kararı bozdu. 1934 yılından itibaren çıkarılan Güneydoğu(Şark Islahatı) planı aslında Kürt aydınlarının sürgün edilme planını içeriyordu. Bu kanunların kararlarının uygulanmasına başlanmıştı.

2.11.1937 yılında Bakanlar Kurulunca çıkarılan kararname ile Duderya Nakşibendi Tekkesi şeyhi ve Kulp müftüsü Şeyh Muhammed Emin Eren’in Aydın iline sürgün edilişi onaylanıyordu. Bu kararname gereğince 1937 yılında Duderya’ya gelen Jandarma müfrezesi kararı Şeyh Muhammed’e bildirildi. Sürgün hazırlığı için 12 saat süre verildi. Böylece Şeyh Muhammed Duderi eşi Dürre ile birlikte çocukları ve torunlarıyla Aydın iline sürgün edildi.

 

Hayvan sırtında Hazro ilçesine oradan  da kamyonlarla tüm aile fertleri çoluk çocuklarıyla beraber Diyarbakır’a götürüldü. Oradan yük vagonlarına bindirilerek jandarma kontrolünde Aydın iline zoraki sürgün edildiler. Zahmetli, adeta işkence içinde Aydın iline varıldı. Burada kendilerine tesis edilen savaş sonrası Rumlardan kalan harabe binalara yerleştirildiler. Kendi imkanlarıyla bu binaları onarıp yerleşmeye çalıştılar. Böyle sıkıntılı, elim durumda olan aile bireylerine Dürre sahip çıkıp moral verir. Bu yaşanan birçok aile travmasını dirayetle halletmeye çaba gösterir.

Sokağa çıkan çocukları mahalleliler Kuyruklu Kürtler diye taciz edip döverler. Çocuklar eve hapsedilerek önlem alınır. Xatûna Dürre yönetim becerisini burada da gösterir. Cuma günleri tüm aileyi evine davet eder. Erkekler babalarıyla camiye gider, dönüşte birlikte yemek yerler. Şeyh Muhammed ve Xatûna Dürre onlara yapılacaklar hakkında bilgi verir.

 

Bilmedikleri, tanımadıkları Rum diyarında Aydın’da çaresiz fakat umutlarını kaybetmeden memleketlerine, vatanları olan Duderya’ya gitmeyi hedef alırlar. Şeyh Muhammed vatan hasretine halkının özlemine dayanamaz 1943 yılında vefat eder. Çocuklarına vasiyeti vardır “Bir gün memlekete gitme izni çıkarsa benim naaşımı da beraber vatanıma, Duderya’ya götürün” der.

 

1947 yılında çıkan af ile aile Duderya’ya dönmeye karar verir. Dürre ve çocukları babalarının naaşını mezardan çıkarır. Naaş vefat ettiği günkü gibi hiç bozulmamıştır. Trenle ailece hasret çektikleri vatanları Diyarbakır’a oradan da Hazro ilçesine ve oradan da Duderya’ya varırlar.

 

Xatûna Dürre 1947 yılında çıkarılan afla Aydın ilinden Duderya köyüne ailesiyle birlikte yerleşir. Aydın ilinde vefat eden Şeyh Muhammed ve torunu Diyadin’in (Fehmi Eren’in oğlu) naaşları için bir türbe yaptırmaya çalışır. Beyaz mermer taşlar getirterek ustalar nezaretinde Şeyh Ömer türbesinin kuzeyindeki tepede kümbet yapmaya karar verir. Kısa sürede yapılan kümbet İslam mimarisine uygun altı köşeli ahşağ kubbeli üzeri alüminyum kaplı kümbeti inşaa ettirir. Şeyh Muhammed ve torununu bu kümbete gömer.

 

Şeyh Muhammed’in yokluğunu hissettirmeden çocuklarıyla birlikte çalışmaya, görev bölümü yapmaya başlar. Medrese seydalarıyla görüşür, sofi ve feqîlerin görüşünü alır. Çocuklarından Şeyh Celal ve Şeyh Nurettin’i devletle olan hukuki işlerle, ortaklarla olan ilişkiler için görevlendirir. Oğlu Bahaettin medrese mezunudur, Duderya’da melledir. Onu müritlerle ilişkilerle, zikirhane, feqî, hücre, medreseyle görevlendirir. Şeyh Bahaettin daha sonra şeyhlik beratını alarak babasının yerine Nakşibendi tarikatının şeyhi olarak görev yapar.

Xatûna Dürre sürgün dönüşü 10 yıl aradan sonra (1937-1947)  Duderya Nakşibendi tekkesini yeniden harekete getirmek için çalışmaya başlar. Şeyh Muhammed hayattayken yapılan bütün etkinliklerin devam etmesini sağlar. Yaz aylarında Hasandin yaylasına gidilir, Mayıs ayında yapılan yıllık toplantılar, yöre yatırlarına ziyaret yapılır. Ortaklar ve marabalarla olan ilişkiler sağlanır. Medresedeki feqî eğitimi devam eder. Bu süre içindeki hukuki işler takip edilir. Müritler, aşiret ağaları, mirlerle ilişkiler geliştirilir.

 

Xatûna Dürre ve çocukları sürgün dönüşü 10 yıllık yokluğu telafi ederler. Böylece Xatûna Dürre Duderya’yı bir çekim merkezi, kültür, barış, bilgi alanı haline getirmeyi başarır. Bütün bu çalışma ve başarılara rağmen Xatûna Dürre’nin unutulmayan bir eksikliği vardır; küçük oğlu Fehmi, gelini Zühre ve torunları yanında yoktur. Bu hasreti unutamaz. Oğlu Fehmi’ye gelmesi için ısrar eder. Öyle ki tehdit eder: “Sen ve torunlarım gelmezseniz sütümü sana haram eder, evlatlıktan reddederim” der, gelmeleri için ısrar eder.

 

Aydın ilinde 1947 yılındaki memlekete dönüş affına katılıp gelmeyen Fehmi Eren’in özel nedenleri vardır. Aydın’da 9 çocuklu bir ailedir. Anne baba ile birlikte 11 kişidirler. Elindeki parayla tahsis ettikleri evi onarmış, kendisine verilen arazileri(iskan kanunu gereği) tekrar tarıma hazırlamak için çok emek vermiş, incir ve zeytin ağaçlarını budamış, yaz aylarında Köşk beldesindeki incirlikte yaptırdığı yazlık eve ailesiyle birlikte taşınmış. Burada ektiği araziden aile yararlandığı, hayatını ailece ikame ettiği bir konumdadır.

 

Çocuklarından beşi okul öğrenimine devam etmektedir. Kendisinin tüm uğraşı tarımdır. Harabe arazileri tarıma elverişli hale getirmiş. Portakal, üzüm bağları yapmış, incir ve zeytin ağaçlarını büyük bir emek ve masraf yaparak düzetlmiş, ürün verecek hale getirmişlerdir. Artezyen açarak sulu tarıma geçmiş, ürün alma safhasındadır. Bu nedenle annesi Dürre Hanımın ısrarlı gel çağrılarına cevap verememiştir. Fakat bu nedenlere rağmen 1952 yılına kadar direnebilmiştir. Bir anda memlekete gitmeye karar vermiştir. Eşi Zühre buna itiraz eder “Düzenimiz bozulmasın, çocuklar okuyor sen istersen annenin yanına git ben çocuklarımla Aydın’da kalıyorum” der. Ailedeki bu çelişkili durum şöyle çözülür: Babam ve İhsan ağabey Kulp’a Duderya’ya gidecek eğer oradaki şartları beğenirlerse ailece Duderya’ya döneceklerdir. Bu Duderya gezisi gerçekleşir. Dönüşte İhsan Ağabey çok beğendiğini “Herkes bizi seviyor, çok beğendim, dönelim” der. Babam hemen kararını verir bütün arazi ve malvarlığını satar. Trende vagon kiralar eşyalarını yerleştirip Diyarbakır’a hareket eder. 1952 Duderya’ya gidilir. Xatûna Dürre istediğini başarmış oğlu ve torunları, gelini Zühre’yle kavuşmuştur.

 

İlkbaharda onlarla birlikte Hasandin yaylasına yazlığa giderler. Şeyh Fehmi Kulpik’te çiftlik evi yapmak için uğraşır, sonbahar dönüşü Kulpik’teki eve ailece yerleşirler. Xatûna Dürre de zaman zaman kısrağına binerek Kulpik’e gelir.

 

 

Xatûna Dürre hakkında hatırladıklarım…

1952 yılında Aydın’dan Kulp Duderya köyüne geldik. Duderya köyü Kulpik mezrasında babamın yaptırdığı çiftlik evine taşındık. (1952-1955 yıllarında). Kulpik’te ikamet ettik. Babaannem Dürre Duderya’daki külliyede ikamet ediyordu. Arada bize gelirdi, annem ve babam ona çok önem verirdi. Baharda çimlere kilim serilir, yastık minder getirilir biz de etrafında bulunurduk. Bize Kürtçe masal ve hikayeler anlatırdı dinlerdik. Keçi ve kurt masalını hiç unutmam ilk ondan dinledim. Çok bakımlıydı. Giysileri, kuşağı, kofisi, başlığının etrafına sarılan ipek temeziler, altınlarla bezenmiş yanaklıklar dikkatimi çekiyordu. Güleç bir yüz siması vardı, altın dişleri gülünce ayrı bir güzellik veriyordu. Gözleri ve kirpikleri sürmeliydi. Yanından ayırmadığı enfiye kutusu vardı. Bir de akşamları yanında taşıdığı balmumu ile sarılmış, katlanmış aydınlatıcı Şimadank bulunurdu. Kulp’a giden biri olursa kesesinden para çıkarıp çocuklara şeker alın derdi.

 

1955 yılında babam Kulp ilçesinde iki katlı bir ev yaptırdı. Sonbaharda çok sayıda katır ve at yüklenerek ilçe merkezine hareket edildi. Biz de atlara binilmiş halde Kulp’a kafile halinde yolculuk yaptık. Yeni yapılan evin önünde atlardan indik. Ev eşyaları bizimle gelen ortaklar tarafından indirildi. Eşyalar eve taşınırken bir uğultu ve şaşkınlık yaşandı, çalışmalar durdu: ağlamaklı bir hüzün çöktü ortalığa, annem “Dürre nene ölmüş!” dedi. Bu arada amcam Şeyh Nurettin  de geldi. Babbamla konuştu. Büyük bir hüzün vardı. Bizi getiren at ve katırlarla ortaklar, babam, amcam, annem tekrar köye Duderya’ya döndük. Böylece sevimli, becerikli babaannem Xatûna Dürre hayata veda etmişti 1955 yılında. Acı tatlı anılarla dolu Şeyh Muhammed Duderi’nin eşi Xatûna Dürre vefat etmişti. Anısı önünde saygıyla eğiliyor, ruhun şad mekanın cennet olsun diyorum. Mezarı Şeyh Muhammed Duderi için yaptırdığı Duderya’daki kümbettedir.



Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN
Okunma Sayısı: 1212


18.216.161.178








YAZARIN DİĞER YAZILARI

Başkan'ın Mesajı
Aidat Borcu Sorgulama
Köşe Yazıları
Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Ömer TURGUT

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Tıp Fakültesi Öğrencisi Zana ERDOĞAN

Uzm. Dr. Funda KEÇELİ

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Uzm. Dr. Funda KEÇELİ

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Mehmet YÜCE

Eğitimci Nejdet ÖZGÜLER

Eğitimci Nejdet ÖZGÜLER

Yüksek Hemşire Nurten EREN GEBOLOĞLU

Araştırmacı Yazar Mazhar KARA

Araştırmacı Yazar Mazhar KARA

Sosyal Hizmet Uzmanı Fatoş EREN SATICI

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Av. Leyla Naz EREN

Ramazan KAYA

İnşaat Mühendisi Eyüp COŞKUN

Araştırmacı Ömer TURGUT

Abdulhalık Seyda

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Endüstri Mühendisi Roza EREN

SSK Uzmanı Aytekin ÖZTÜRK

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Araştırmacı Tarih Öğretmeni Taki EREN

Yüksek Hemşire Nurten EREN GEBOLOĞLU

Son Ziyaretçi Yorumları
Akın Sezer
Saygı değer dernek yöneticileri ve hemşerilerim yaklaşan yeni yılınızı kutlar, yeni yıl Kırşehirin kaderini kırarak göç veren bir il değil kendi kendine yeten, eğitimde geleceğine güvenle bakan bir il statüsünde görmek dileğiyle tüm Kırşehirlilerin yeni yıllarını kutlar saygılar sunarım

Ersoy Gezer
Sayın başkanım ve değerli üyeler çalışmalarınızda başarılar dilerim bir kırşehirli sanatçınız olarak yanınızda oldugumu belirtir tüm kırşehirli hemşerilerime sevgi ve saygılar sunarım

Gürsel Tek
Siteniz çok güzel olmuş emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.


Tüm ziyaretçi yorumları için tıklayınız.
Günlük Gazeteler
Yararlı Linkler
Sponsorlarımız

 

© Copyright 2021  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi | Köy Sitesi


Top